Ana içeriğe atla

Temel Gazetecilik Kavramları

-İletişim: Duygu, düşünce ve bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişimidir.

 Kitle İletişimi: Kitle iletişim araçları ile gerçekleştirilen iletişim biçimidir.

 Haberleşme: Karşılıklı olarak haber alıp verme işi, iletişim. Kaynak anlamındaki bir kişi ya da grubun ulaştırmak istediği mesajını düzenleyerek belirli araçlar vasıtasıyla iletmesi eylemidir.

 Medya: Kitle iletişim araçlarının genel adı, kitlesel boyuttaki iletişim ortamlarıdır. Kitlesel haberleşmeye olanak sağlayan her türlü ortam ise günümüzde medya olarak adlandırılmaktadır.

 Medyanın İşlevleri: Haber verme, bilgilendirme, toplumsallaştırma, güdüleme, tartışma ortamı yaratma, eğitim, kültürün gelişimine katkı, eğlendirmedir.

 Basın: Süreli ve periyodik olarak yayınlanan gazete ve dergiler.

 Basının Sorumlulukları: Toplumsal dengelerde 4. Güç olması.

Yayın Türleri:
 - Yaygın Basın: Ülke geneline dağıtımı yapılan, süreli yayınlar.

 - Yerel Basın: Bir ya da birkaç ilde, ilçede dağıtımı yapılan; belirli bölge ve iller ile ilgili haber yoğunluğu taşıyan periyodik yayınlar.

 - Bölgesel Süreli Yayın: Tek bir basın - yayın kuruluşu tarafından basılan ve en az 3 komşu ilde ya da en az 1 coğrafi bölgede yayımlanan süreli yayınlardır.

 - Besleme Basın: Herhangi bir çıkar grubunun görüşlerini; o gruptan sağlanan çıkarlar doğrultusunda körü körüne destekleyen basın organları.

 - Boyalı Basın: Bolca fotoğraf kullanımına ağırlık veren magazin haberlerinin çoğunlukta olduğu basın organları.

 - Yabancı Basın:  Yurtdışında basılıp ülkemize getirilen yayınlar.

 Basılmış Eser Sahibi: Süreli ya da süresiz yayınların içeriğini oluşturan, yazıyı ya da haberi yazan, çeviren ya da resimi ya da karikatürü çizen kişi.

Yayım: Kitap, gazete gibi okunacak materyallerin basılıp dağıtılması; radyo ve televizyon aracılığıyla eserlerin izleyici - dinleyici kitlesine ulaştırılması.

 Yayın: Basılıp; gazete ve dergi gibi okunan ya da radyo, tv, internette halka sunulan, duyurulan, satışa sunulan, iletilen her şey.

 - Süreli Yayın: Belirli aralıklarla yayımlanan gazete ve dergiler.

 -Süresiz Yayın: Belirli aralıklarla yayımlanmayan, kitap, broşürler (aynı amblemi taşımayan).

 Gazete: Politika, ekonomi, spor ve kültür ve daha başka konularla ilgili haber ve bilgi vermek için yorumlu ya da yorumsuz olarak, her gün ya da haftanın belirli günlerinde çıkarılan basılı yayın.

Özellikleri:
 - Okuması daha kolay ve ilgi çekici.
 - Ulaşılması, saklanması daha kolay.

 Gazete Türleri: İçeriklerine, boyutlarına, yayın politikalarına göre sınıflandırılabilirler.

 - Bulvar Gazete: Haberleri çok abartılı bir şekilde ve büyük puntolu, sansasyonel başlıklarla sunan gazeteler.

 - Duvar Gazete: Çoğunlukla okul ve derneklerde duvardaki bir panoya asılan elle, daktilo veya pc yardımıyla yazılan çıktıların bir araya getirilmiş yazılara sahip gazeteler.

 - Naylon Gazete: Gazeteciliğin gerçek işlevini (bilgi vermek) yerine getirmeyen, ancak resmi ilanları almak ya da çıkar sağlamak için yayımlanan gazeteler.

 - Referans Gazete: Klasik gazetecilik ilkelerinin geçerli olduğu ve küpürlerinin belge niteliği taşıdığı, atıf ve alıntılarla yazılan gazeteler.

 Haber Düzeni: Yayımlanacak olan malzemelerin belirli bir düzen içersinde, estetik unsurlarında göz önüne alarak sayfalara yerleştirilmesi işi.

 - Sayfa düzenleme eski adıyla mise en page (mizanpaj)
 - Gazete ve dergilerin yazı işleri kadrosunda yer alan mizanpajcı; gazetenin yayın politikaları doğrultusunda ve yönetim kadrosu ile birlikte grafik ve tasarım teknikleri açısından malzemeleri düzenler.
 - Sayfa düzeninin 3 ana işlevi vardır; düzene koyma, öneme göre sıralama,  belirli bir estetik içerisinde yerleştirme (göze hoş gösterme).

 Medya Hiyerarşisi: Medyada yer alacak olan haberlerin hangi sırada veya hangi sayfada yer alacağına karar verilmesi.

Bir gazetedeki, sayfada yer alan haberler;

 - Manşet: Çoğunlukla sol üst tarafta, ilk sayfada, logonun hemen altında, dergi kapaklarında, üst bölümlerde iri puntolu harflerle yayınlanan haber başlıkları.

 - Sürmanşet: Manşet haberden de önemli görünen ve logonun üzerinde iri puntolu harflerle sayfayı kaplayan başlıklar.

 Haber Başlıkları: Başlık; haberin birkaç kelimeden oluşan çoğunlukla bir yargı bildiren kısa özetleridir.

 - Bir çok kişi, gazetenin tamamını okumak yerine haber başlıklarını okuyarak genel bir bilgi edinmektedirler.

 - Haber başlıkları nadiren büyük harflerle yazılır. Ayrıca konu başlığı biçiminde, her sözcüğün ilk harfinin de büyük harfle yazılması doğru değildir.

 - Başlıklarda yer alan kompozisyonlar ve ara başlıklar, o gazetenin kimliğini belirlemede en önemli unsurdur.

Haberde Başlık ve Kompozisyon Ögeleri:

 - Üst Başlık: Ana başlığın üzerinde ya da satır boşluklarına göre sağ ve sol yanında yer alan başlık.
 - Ana Başlık: Haberin ana ya da temel başlığı. Haberin okunmasında en önemli özelliktir.

 Alt Başlık: Ana başlığın altında yer alan, başlığı açıklayıcı özellikte, tam bir cümle yapısında yer alan haber yazısıdır.

 - Spot/Özet/Haber Kesiti: Spot genellikle haberin 15-20 sözcükle özetlendiği ya da haberin ana temasının anlatıldığı bölümdür.

 - Ara Başlık: Haber metninin içinde yer alan, haber metnine göre daha iri puntolu ve okunacak paragrafları tanımlayan bölüm, ara başlıklar.

Başlıklarda Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Haberin özetini içermeli  - Haber metni ile çelişmemeli
- Kısa ve anlaşılır olmalı  - Yorum ve ima içermemeli
- Dikkat çekici olmalı  - Abartılı olmamalıdır.

 Tamamlayıcı Görsel Malzemeler: Sayfa düzenlemede haberi destekleyen nitelikteki; fotolar, tablo ve illütrasyonlardır.

 İlan: Herhangi bir olguyu, bir işi, bir durumu kamuoyuna duyurmak.

 Reklam: Bir malı halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için başvurulan yöntemler.

 Basın Bülteni: Kurum ile ilgili etkinlikleri, stratejileri, düşünceleri, olayları içeren, haber değeri taşıyan; şirketlerin kendilerini yaygın basında duyurmak için yazılan yazılar.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Kuramı

Kuram her ne kadar soyut bir kavram olsa da, yaşadığımız dünyadan kopuk açıklamalar olarak görülmemeli. Aksine, kuram belli bir konunun derinlerindeki gizli anlamları bulup ortaya çıkararak açıklamaya yarayan varsayımlardır, yani yaşadığımız dünya ile doğrudan ilişkilidir. Aynı mantıkla sinemada da kuramlar, yüzeysel bakışla görülemeyecek anlamları keşfederek sinemanın bir sanat olduğunu ispatlamaya yöneliktir. Sinemanın özünde var olana ulaşmaya ve onu açıklamaya çalışır. Sinemanın diğer sanatlarla, seyirciyle, toplumla ve gerçeklikle olan ilişkisini sorgular. Yönetmenin sezgileriyle yaptıklarını rasyonalize ederek hem yönetmenin kendisine, hem de seyirciye aktarır, ama bunu yaparken tek tek filmlere bakmaz. Kuram, genel ile ilgilenir. Bütün filmleri içinde barındıran sinemayı bir sistem olarak ele alır. Bir araya gelerek sistemi yapılandıran tüm parçaları tek tek ayırır ve onları yeniden birleştirerek sinemanın özündeki anlamı gösterir. Yani, bir kadavrayı parçalayarak tüm par...

Sinema Nasıl Başladı Merak Etmiyor Musun?

19. yüzyılın bilimsel çabalarının ürünü olan sinema, son yüzyılda binlerce kişiyi istihdam eden, kitle eğlencesi ve iletişimi aracı haline gelen bir endüstri haline geldi. Sinemayı tek bir kişi icat etmedi. Bir çok kişi ve kişilerin katkısıyla oluştu sinema. 1891'de ABD'deki Edison Company   , bir kişinin hareketli resimleri izleyebilmesini sağlayan  Kinetoskop 'u üretti ve bunun  bir prototipini başarılı bir şekilde sergiledi  .  İlk sinemanın altyapısında önemli gelişmeler sağlandıktan sonra Fransız kardeşler, Auguste ve Louise Lumière ilk taşınabilir kamerayı keşfetti ve buna Sinematograf adını verdiler. (Aşağıya resmini bıraktım ) Daha önceki gelişmelere rağmen neden sinemanın icadı ilk onların ismiyle anılır bilinmez. Bunda yaptıkları bazı çekimleri Paris’te bulunan Grand Cafe’ de paralı gösterimle sunmalarının da etkisi olabilir. Bu çekimlerden en çok bilinenler  Bir Trenin Gara Girişi ,  Bir Duvarın Yıkılışı, Islanan Bahçıvan  v...